Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

yıl başında

  • 1 début

    n m
    commencement baş [baʃ]

    Au début, je ne l'ai pas cru. — Başta ona inanmadım.

    Dictionnaire Français-Turc > début

  • 2 за

    1) ( на ту сторону) arkasına; ardına; ötesine; dışına ( за пределы)

    поста́вить что-л. за шкаф — dolabın arkasına koymak

    распространи́ться за Ура́л — Uralların ötesine yayılmak

    пое́хать за́ город — şehir dışına gitmek; kıra gitmek

    2) ( по ту сторону) arkasında; ardında; ötesinde; dışında ( за пределами)

    за гора́ми — dağların ardında

    реши́ть вопро́с за закры́тыми дверя́ми — sorunu kapalı kapılar ardında halletmek

    за облака́ми — bulutların ötesinde

    за́ городом — şehir dışında

    3) (около, у) başına; başında

    сиде́ть за столо́м — masa başında oturmak

    сесть за пиани́но — piyano başına oturmak

    4) (до какого-л. временного или пространственного предела) kala; kalırken

    за день до сва́дьбы — düğüne bir gün kala

    за ми́лю до по́рта — limana bir mil kala

    5) ( на расстоянии) ötede; uzakta

    его́ за версту́ ви́дно! — bir fersah uzaktan görülür!

    6) (при указании на лицо, предмет, до которого дотрагиваются)...dan;...a

    взять кого-л. за́ руку — elinden / kolundan tutmak

    держа́ться за пери́ла — parmaklığa tutunmak

    7) (во время чего-л.)...da, sırasında

    за обе́дом — yemekte, yemek sırasında, yemek yerken

    я заста́л их за игро́й в ша́шки — onları dama oynarken buldum

    8) ( в течение)...da, içinde

    за́ год — bir yılda; bir yıl içinde

    да́нные за́ два го́да — iki yılın verileri

    впервы́е за пять лет — beş yıldan beri ilk kez

    за коро́ткое вре́мя — kısa zamanda

    за че́тверть ча́са — çeyrek saatte

    реши́ть зада́чу за мину́ту — problemi bir dakikada çözmek

    9) (вместо кого-л.) yerine; olarak (в качестве кого-л.)

    распиши́сь за него́ — onun yerine sen imzala

    рабо́тать за секретаря́ — katip olarak çalışmak

    есть за трои́х — üç kişinin yediğini yemek

    10) (в возмещение, в обмен)...a, karşılığında; için

    за де́ньги — para karşılığında

    за э́ти де́ньги он рабо́тать не бу́дет — bu paraya çalışmayacak

    надба́вка за сверхуро́чную рабо́ту — fazla mesai zammı

    он не хоте́л рабо́тать за таку́ю зарпла́ту — bu ücretle çalışmak istemiyordu

    покупа́ть нефть за до́ллары — petrolü dolar karşılığı almak

    купи́ть что-л. за рубль — bir rubleye almak

    продава́ть что-л. по рублю́ за килогра́мм — kilosunu bir rubleden satmak

    что / ско́лько он получа́ет за свой труд? — emeği karşılığında / emeğine ne alır?

    11) (ради, в пользу, во имя) için; uğruna; uğrunda

    борьба́ за незави́симость — bağımsızlık için / uğruna savaşım

    стоя́ть / выступа́ть за мир — barıştan yana olmak

    ты за каку́ю кома́нду (боле́ешь)? — hangi takımdansın?, hangi takımı tutuyorsun?

    ты за кого́? — kimden yanasın?

    12) (одно вслед за другим; преследуя) arkasından; ardından

    оди́н за други́м — birbiri arkasından

    идёт ме́сяц за ме́сяцем — aylar birbirini kovalıyor

    он идёт за на́ми — arkamızdan geliyor

    мы пошли́ за ним — ardına düştük

    чита́ть кни́гу за кни́гой — kitap üstüne kitap okumak

    13) (с целью получить, достать что-л.) için;...maya

    он пошёл за хле́бом — ekmek almaya gitti

    обрати́ться к кому-л. за по́мощью — yardım için birine başvurmak

    сходи́ за ребёнком — gidip çocuğu getir

    14) (по причине, вследствие) için,...dan dolayı / ötürü;...dığı için,...dığından (dolayı)

    за недоста́тком вре́мени — vakit dar olduğu için / olduğundan

    за неиме́нием ну́жных материа́лов — gerekli malzeme yokluğu nedeniyle

    уважа́ть кого-л. за хра́брость — cesareti için saymak

    за э́то он досто́ин похвалы́ — bundan dolayı övgüye layıktır

    извини́те меня за гру́бость — kabalığımı affediniz

    наказа́ние за мале́йшее неповинове́ние — en küçük bir itaatsizliğin cezası

    15) (свыше какого-л. предела) aşkın; fazla

    ему́ уже́ за со́рок — kırkını aşkın / geçkin

    (вре́мя) бы́ло за́ полночь — saat geceyarısını geçmişti

    боро́ться за свобо́ду — özgürlük için mücadele vermek

    движе́ние за мир — barış hareketi

    уха́живать за больны́м — hastaya bakmak

    следи́ть за игро́й — oyunu izlemek

    17) ( в тостах)...a; için

    за ва́ше здоро́вье! — sağlığınıza!

    за мир и дру́жбу! — barış ve dostluk için!

    ••

    за по́дписью Ивано́ва — İvanov imzalı

    за но́мером три — üç numaralı

    о́чередь за ва́ми — sıra sizde

    де́ло за деньга́ми — iş paraya kaldı

    проводи́ть вре́мя за чте́нием — vaktini okumakla geçirmek

    закры́ть за собо́й дверь — kapıyı üstüne kapatmak

    об э́том он был оповещён за неде́лю — bu kendisine bir hafta öncesinden duyuruldu

    о́чень рад за Вас — sizin için / hesabınıza çok sevindim

    что он за челове́к? — o, nasıl adamdır?

    что за гла́зки! — bunlar nasıl göz!

    мы прие́дем за ва́ми — sizi gelip alacağız

    кто отве́тствен за э́то? — bundan sorumlu kim?

    де́сять мину́т не счита́лись за опозда́ние — on dakika rötardan sayılmazdı

    быть за́мужем за... — karısı olmak

    Русско-турецкий словарь > за

  • 3 über

    über ['y:bɐ]
    1) ( oberhalb) üstünde, üzerinde; ( auf der anderen Seite) öbür tarafta; ( weiter als) -den fazla;
    \über der Straße wohnen caddenin öbür tarafında oturmak;
    sie wohnt \über uns üstümüzde oturuyor
    2) ( während, bei) -ken, başında;
    \über der Arbeit einschlafen çalışırken [o iş başında] uyumak
    3) ( Grenze) üstünde;
    zwei Grad \über null sıfırın üstünde iki derece
    \über jdm stehen birinin üstü olmak
    5) ( infolge) üzerine;
    \über all der Aufregung hatte ich dich ganz vergessen bu kadar telaş üzerine seni tamamen unutmuştum
    II präp
    1) (Richtung: durch) yol boyunca;
    \über jdn/etw hinweg bir kimseye/şeye aldırmayarak, bir kimseyi/şeyi es geçerek;
    nach Münster \über Dortmund Dortmund üzerinden Münster'e;
    \über die Straße gehen sokağı geçmek;
    \über die Grenze fahren sınırı geçmek;
    \über eine Mauer springen bir duvarın üzerinden atlamak;
    bis \über beide Ohren verliebt sein körkütük âşık olmak;
    bis \über beide Ohren in Arbeit stecken işi başından aşkın olmak
    2) ( zeitlich)
    \über Nacht geceleyin;
    \über das Wochenende hafta sonu(nda);
    das ist schon \über 3 Jahre her bunun üzerinden 3 yıl geçti bile;
    \über die Dreißig hinaus otuzunu geçmiş;
    \über etw hinweg sein bir şeyi arkada bırakmış olmak
    3) ( von, betreffend) üzerine(-in), hakkında(-in), ilişkin;
    was wissen Sie \über ihn? onun hakkında ne biliyorsunuz?
    4) ( in Höhe von) -lik;
    ein Scheck \über 4000 Euro 4000 euroluk bir çek;
    ein Rennen \über 2000 Meter 2000 metrelik bir yarış
    \über eine Stunde bir saatten fazla;
    Kinder \über 12 Jahre 12 yaşından büyük çocuklar
    Autos \über Autos otomobil üstüne otomobil
    7) ( mittels) yoluyla;
    \über ein Inserat ilan yoluyla
    \über jdn herrschen/Macht haben birine hükmetmek/sözü geçmek
    es geht nichts \über Fußball futbolun üstüne yok;
    jdn/etw \über alles lieben bir kimseyi/şeye herşeyden çok sevmek
    1) ( mehr als) üzerinde, -den (fazla);
    \über zwei Meter lang/breit uzunluğu/genişliği iki metrenin üzerinde, iki metreden (fazla) uzun/geniş;
    sind Sie \über 30? 30'un üzerinde misiniz?
    2) ( völlig)
    er wurde \über und \über rot kıpkırmızı kesildi
    3) ( Zeitraum)
    die ganze Nacht \über bütün gece boyunca
    IV adj ( fam)
    1) ( übrig)
    da ist noch Kuchen \über daha pasta var
    2) ( überlegen) üstün (in -de);
    geistig ist sie mir \über zekâca benden üstündür

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > über

  • 4 Jahresbeginn

    Jahresbeginn m yıl/sene başı;
    zum (oder am) Jahresbeginn yıl(ın) başında/başına

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Jahresbeginn

  • 5 ранний

    1) врз erken

    в э́тот ра́нний час — bu erken saatte

    ра́нней весно́й — ilkbahar başında / başlarken

    в э́том году́ весна́ ра́нняя — bu yıl ilkbahar erken girdi / başladı

    ра́нние бра́ки — erken yaşta evlenmeler

    ра́нняя смерть — vakitsiz ölüm

    в ра́ннем де́тстве / во́зрасте — küçük yaşta

    ра́нняя го́тика — erken gotik

    его́ ра́нние стихи́ — onun erken dönem şiirleri

    его́ бо́лее ра́нние стихи́ — onun daha önceki şiirleri

    са́мые ра́нние поселе́ния на террито́рии райо́на — bölgedeki en eski yerleşme yerleri

    2) turfanda, erkenci; erken yetişen

    ра́нний карто́фель — turfanda patates

    ра́нний сорт тома́тов — erkenci bir domates çeşidi

    ••

    ра́нняя пта́шка — erkenci kuş

    Русско-турецкий словарь > ранний

  • 6 März

    März <-(es), -e> [mɛrts] m
    mart;
    im ( Monat) \März martta;
    vergangenen \März geçen mart;
    heute ist der erste \März bugün martın biri;
    Berlin, den 10. \März 1988 Berlin, 10 Mart 1988;
    am 20. \März martın 20sinde;
    Anfang/Ende/Mitte \März martın başında/sonunda/ortasında;
    Ostern fällt dieses Jahr in den \März paskalya bu yıl marta rastlıyor;
    in diesem \März hat es viel geregnet bu mart çok yağmur yağdı

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > März

См. также в других словарях:

  • MÜSANEHE — Yıl başında verilecek ücret. * Bir kimseyi bir yıllığına ücretle tutmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜCEDDİD — Yenileyen. Yenileyici. Hadis i sahihle bildirilen, her yüz yıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük âlim ve Peygamberin (A.S.M.) vârisi olan zât.(Ashab ı Kütüb ü Sitte den İmam ı Hâkim Müstedrek inde… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ikiqat — 1. sif. Bir birinə uyğun, yaxud yekcins iki hissədən ibarət. İkiqat parça. İkiqat pəncərə. – <Şahsənəm xala> çadrasını ikiqat eləyib atdı başına. . E. Sultanov. Sərəncam bacı başında ikiqat çarşab oğlunu dolandırıb gəzdirirdi. . Ç..… …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • leffüneşir — is., şri, ed., Ar. leff + neşr Birkaç adı bir sözün başında söyledikten sonra bunların sıfat veya fiillerini daha aşağıda sıralama İlk ve ortaöğretim, beş ve altı yıl sürer cümlesinde leffüneşir vardır …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • darax — I (Daşkəsən) kotanın hissəsi. – Kotan əkəndə daşa keçdi, darax sındı, hop taxdadan aralandı II (Şuşa) bəzi quşların başında yelpincə oxşar kəkil. – Şanapipiyin darağı to:uzunkuna oxşuyur III (Kürdəmir, Şuşa) qəlsəmə. – Balığın darağı qaralsa,… …   Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»